Sarı Lacivertli ekip, Frankfurt maçından 1-1 beraberlikle ayrıldı.
YAZARLARDAN FENERBAHÇE YORUMLARI
Fenerbahçe’nin deplasmanda Eintracht Frankfurt ile 1-1 berabere kaldığı mücadeleyi spor yazarları değerlendirdi. Yazıların tamamını paragraf sonunda ismi verilen gazeteleri satın alarak okuyabilirsiniz.
“SON YILLARIN EN ÇOK KOŞANI”
GÜNTEKİN ONAY: Son yılların en çok koşan Fenerbahçe takımı kesinlikle bu. Dinamizm ve tempo var. Alman temsilcisi karşısında fiziksel olarak hiç de geride kalmayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Tüm futbolcular 90 dakika boyunca Vitor Pereira’nın verdiği görevleri kusursuza yakın bir şekilde yerine getirirken, sadece Diego Rossi’nin oyun içinde zaman zaman kaybolduğunu gördük. Kesicilik anlamında iyi bir maç çıkartan Serdar Aziz’in de 3’lü savunma düzeninde oyuna daha fazla katılması lazım. Pereira, son 15 dakika yaptığı 4 değişiklik ile beraberliğe razı olmadığını gösterdi. Ancak 90’da kazanılan penaltıyı Pelkas gole çeviremedi ve çok yaklaşılan bir 3 puan avuçlardan kaydı gitti. Deplasmanda gruptaki en güçlü rakipten alınan 1 puan harika. / HÜRRİYET
“İYİ, DAHA İYİ”
GÜRCAN BİLGİÇ: Kafa tutan, “kazanacağım” diyen, rakibi geriye iten ve tüm enerjisini sahaya koyan bir Fenerbahçe takımı izliyorduk. Dakika 90 olduğunda Eintracht sadece beş şut çekebilmişti. Eski hastalıktan, korner atarken kapılan toptan gelen ataktan yediler beraberlik golünü de. Yine de birbirleriyle kenetlenmiş, güçlenmiş bir takımı görüyorduk sahada. Elbette kazanarak başlamak önemli, keyifli. Üstelik bu kadar da hak etmişken. Ama daha değerlisi sahadaki oyuncuların vücut dili. Yardımlaşıyorlar, birbirlerine destek oluyor, birlikte sevinip – üzülüyorlar ve üretiyorlar. Eğer bir başarı gelecekse, bu takım karakteri sayesinde olacak. Yeni ve genç bir takımın, kendisini Avrupa tartısında görmesi, elindeki galibiyeti kaçırması, rakibini kilitlemesi ve çekinmeden – korkmadan öne koşması gecenin güzelliği… İyi, daha iyi olacaklar. / FOTOMAÇ
“İYİ İŞLER YAPACAKLAR”
İLKER YAĞCIOĞLU: Fırtına gibi maça başlayan bir Fenerbahçe vardı. Zaman zaman rakip sahada 6 kişi ile baskı yaptılar. Zaman zaman orta sahaya kadar çekilip o bölgede top kazanıp çok çabuk atağa çıktılar. Özellikle Osayi Samuel müthiş bir maç çıkarttı. Gustavo sahanın en iyi ve en çok koşan oyuncularından biriydi. Mesut en diri gözüktüğü ve oyuna ağırlığını koyduğu bir maçı geride bıraktı. Hem ligde hem de Avrupa’da iyi işler yapacağının sinyallerini verdi. Yalnız Avrupa’nın göbeğinde sahaya atılanlar böyle bir geceye hiç yakışmadı. / TAKVİM
“FENERBAHÇE 2 PUAN KAYBETTİ”
ENGİN VEREL: Mesut’un golünün gelmesiyle bu cesaret ve heyecanın yerini daha güçlü bir özgüven almaya başladı. Valencia, Osai Samuel, Mesut Özil ve Rossi’nin hücum bölgesindeki etkinliği ne yazık ki gol vuruşlarında beklediğimiz sonuçları vermedi. Biz farkı açar mıyız diye düşünürken rakip takım ilk yarının son bölümünde golü bulup, soyunma odasına 1 puan cepte gitti. İkinci yarıda iki takımın da biraz yorgun, biraz temkinli olduğunu gördük. Frankfurt kalecisinin aut atışlarını kullanırken, zaman geçirmesi maçın genel gidişatını en güzel anlatan tabloydu. Buna rağmen kazanmaya çok yaklaştık ancak Pelkas’a penaltı attırılması hataydı. Bu açıdan Fenerbahçe 1 puan kazandı demek yerine, 2 puan kaybetti demek daha doğru olur. / AKŞAM